Panora Kimin?
Bugün akşam izlediğim diziden, bir yandan kahvemi yudumlarken kafama bir şey takıldı: Panora kimin?… Hani şu İzmir’deki alışveriş merkezinin adı var ya, sürekli kafamda dönüp duruyor. Herkes “Panora” dediğinde, ben de derin düşüncelere dalıyorum, bu isim ne kadar tanıdık, ne kadar ilginç… Bu arada, “Panora”yı görünce benim aklıma bir an önce çözülecek bir gizem gibi geliyor.
Hadi gelin, biraz o tanıdık ama bir o kadar da yabancı olan “Panora”yı keşfe çıkalım.
Panora’nın Gölgesinde Mi Yaşıyoruz?
Geçenlerde bir arkadaşım İzmir’de bir kafede otururken şunu dedi: “Ya bir şey söyleyeceğim, Panora kimin?” Ben de dönüp baktım, gözlerim yuvalarından çıkacak gibi. “Abi, bu ne soru ya?” dedim ama içimden de dedim ki: Gerçekten kim bu Panora? Nerede? Kimse bana doğru düzgün bir cevap vermedi!
Tabii, bunun üzerine hemen herkesin kafasında şu soru belirdi: “Hani o alışveriş merkezi var ya, ne iş yapıyor bu Panora?”
İzmir’de Panora, kocaman bir alışveriş merkezi, evet. Ama benim için, her ziyaretimde yeni bir macera başlar. Yani her seferinde bambaşka bir Panora görürsünüz, bir seferinde çok “şık” olur, bir diğerinde sanki bir tane bile tam çalışmayan dükkân bulamazsınız. Yine de, her ne kadar tanıdık olsa da, bir şekilde her Panora’ya gidişimde bir bilinmezlik hissiyle karşılaşıyorum.
Alışveriş Merkezi, Ama Ne Alışveriş?
Evet, bir alışveriş merkezi; ama bir yandan da ne iş yaptığı belli olmayan bir yer. Geçen hafta bir arkadaşımla Panora’ya gitmiştik, ve her şey yolunda giderken o soruyu sordum: “Bunu alacak mıyız ya? Almasak mı?” Bir an düşündük, “Aynen ya, alsak mı, almasak mı?” Sonra içimden dedim: Burası alışveriş merkezi, burada her şey aslında ‘istediklerimizi almak’ üzerine kurulu. Ama asıl soru şu: Gerçekten istiyor muyuz? Yani almak başka bir şey, almak istediğini almak başka bir şey.
Mesela, gittiğimizde ne alacağımıza karar veremedik, ama sonuç olarak bir şekilde kendimizi bir elektronik mağazasının içinde bulduk. Belli ki, içinde kaybolma riski yüksek bir yer. Ama bir şeyi fark ettim: Panora, bir yanda modern alışveriş merkezi havasını sunarken, diğer yanda hiç bitmeyen bu “alışveriş macerasına” sürüklüyor bizi. Her gidişimde bir şeyler alıyorum, hatta bazen hiç ihtiyacım olmayan şeyler. Ama işte “Panora kimin?” sorusuna yine dönüyorum; yani bu alışverişin ardında kim var? Hangi reklam, hangi marka, hangi strateji?
Panora’da Bir Gün: Efsane Mi, Yoksa Gerçekten Panora?
Bir başka günde Panora’ya gittim, sabah saatlerinde. Üstümde biraz daha şık ama yine de hani o tipik İzmir giyimiyle (vücudu saran tişört ve kot şort!) dolaşıyorum. 2-3 mağazayı gezdikten sonra, aslında bir şey fark ettim: Herkes burada ya sadece zaman öldürüyor, ya da bir şeyleri arıyor… Panora, bize her an bir şeyler vaat ediyor ama hangisini alacağımız konusunda kararsızız.
Aşağıda yürüyüp bir Starbucks’a girmeyi planlıyorum, ama arkadaşım bu sefer başka bir şey öneriyor. Ve orada o tarihi diyaloglar başladı:
Ben: “Nereye gidelim?”
Arkadaşım: “İçeride bir sürü mağaza var, neden bir çanta bakmıyoruz?”
Ben: “Abi, ben çantamı çok severim, bakamam. Hadi Starbucks’a girelim.”
Arkadaşım: “Sana Starbucks’ı bırak, çanta al, bak neler olacak!”
Ben: Çantaya mı? (Tepkilerim içimde, dışarıya hiç yansımıyor tabii.)
Ve o an anladım ki, Panora bana tam olarak bu kadar yakın, bu kadar tanıdık… ama bir yandan da bu kadar gizemli.
Panora Kimin? Kimse Tam Olarak Bilmiyor
Bütün bu zaman içinde, Panora’nın kim olduğunu tam olarak çözemedim. Belki de bu bilinçli bir seçim. Panora, gizemini, alışverişin ve eğlencenin bir arada sunulmasının, zaman zaman eksik hissettiren tarafını koruyor. Bunu hem alışveriş hem de sosyalleşme için bir zemin olarak kullanıyor. Her gidişimde yeni bir keşif, yeni bir soru, yeni bir komik anı buluyorum.
O yüzden “Panora kimin?” sorusunu sormaya devam edin. Kim bilir, belki bir gün biz de bu sorunun cevabını tam olarak verebiliriz. Ama şu kesin: Panora, kesinlikle her defasında bizi şaşırtacak bir şeyle dolu. Belki de bu kadar sıradan ama bir o kadar da ilginç olan bir yer olmasıyla her zaman karşımıza çıkar. Hem alışveriş merkezi, hem sosyal alan, hem de bir kaybolma yeri; o yüzden Panora’yı düşündüğümde aklıma bir sürü soru ve sadece tek bir şey gelir: Panora kimin? Belki hepimizin, belki de hiç kimsenin…