Atatürk’ün Dileği Nedir? – Tarihsel Köklerden Güncel Tartışmalara “Dilek” kelimesini, bir kişinin anlık arzusundan çok bir toplumun ufkunu çizme iradesi olarak okuduğumuzda, Atatürk’ün dileği bize bir rota verir: bağımsızlık, bilim ve akıl, halk egemenliği ve barış. Bu rota, bir kişisel temenniler listesi değil; Cumhuriyet’in kurucu felsefesine nüfuz eden normatif bir çerçevedir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” düsturuyla siyasî meşruiyeti halka bağlamak, “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesiyle iç ve dış siyaseti barış eksenine oturtmak ve “muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkmak” hedefiyle ilerlemenin metodunu tayin etmek, bu dileğin ana sütunlarıdır. Bu sütunların metinsel dayanaklarını Nutuk, Gençliğe Hitabe ve ilke/hedef ifadelerinde buluruz. [1] Tarihsel…
Yorum BırakTarz Dolu Tüyolar Yazılar
Kangurular En Fazla Kaç Metre Zıplar? Kanguruların zıplama yetenekleri, doğanın mühendislik harikalarından biridir. Bu sevimli yaratıklar, güçlü arka bacakları ve elastik tendonsistemleri sayesinde inanılmaz yüksekliklere ve mesafelere sıçrayabilirler. Peki, bir kanguru gerçekten ne kadar yükseğe zıplayabilir? Kanguruların Zıplama Yüksekliği Kangurular, özellikle kırmızı kangurular (Macropus rufus), yaklaşık 3 metreye kadar zıplayabilirler. Bu, bir insanın yüksek atlama rekorunun neredeyse iki katıdır. Ancak, Guinness Dünya Rekorları’na göre, en uzun kanguru sıçraması 2019 yılında Avustralya’da kaydedildi ve 10.84 metreye ulaştı. Bu olağanüstü sıçrama, kanguruların ne kadar güçlü ve çevik olduklarını gösteriyor. Kanguruların Zıplama Mesafesi Kangurular, aynı zamanda uzun mesafeli sıçrayışlarıyla da tanınırlar. Bir kanguru,…
Yorum BırakTam Gölge Oluşması İçin Neler Gereklidir? Ekonominin Işığında Bir Analiz Bir ekonomist olarak her gün şu gerçeği yeniden hatırlıyorum: Kaynaklar sınırlı, ama insan ihtiyaçları sonsuzdur. Bu basit cümle, ekonomi biliminin olduğu kadar hayatın da temel yasasıdır. Her karar, bir vazgeçişi içinde barındırır; her gölge, bir ışığın önünü keser. “Tam gölge oluşması için neler gereklidir?” sorusu da, fiziksel bir olgunun ötesinde, ekonomik bir metafor olarak ele alınabilir. Çünkü tam gölge, tıpkı tam verimlilik gibi, belirli koşullar altında gerçekleşir — kaynakların, kararların ve dengelerin doğru bir bileşiminde. Ekonomik Bir Gölge: Kıtlık, Seçim ve Denge Üçgeni Ekonomi bilimi, tıpkı bir ışık ve gölge…
Yorum BırakKüçük Göğsü Nasıl Büyütülür? Beden, Toplum ve Kimlik Üzerine Sosyolojik Bir Okuma Toplumsal yapıların birey üzerindeki etkilerini inceleyen bir araştırmacı olarak, insanların bedenlerini nasıl algıladıkları ve bu algının toplumsal beklentilerle nasıl şekillendiği her zaman ilgimi çekmiştir. “Küçük göğsü nasıl büyütülür?” sorusu, yüzeyde estetik bir mesele gibi görünse de, aslında modern toplumun kadın bedenine yüklediği anlamların bir yansımasıdır. Çünkü burada söz konusu olan yalnızca fiziksel bir değişim isteği değil; aynı zamanda kadınlığın, güzelliğin ve değerin toplumsal olarak nasıl tanımlandığıdır. Toplumsal Normlar ve Kadın Bedeninin Biçimlendirilmesi Her toplum, beden üzerinden bir kimlik inşası yapar. Kadın bedeni, bu inşanın merkezindedir. Güzellik standartları; medya,…
Yorum BırakGüdüm Bilim Ne Demek? Antropolojik Bir Bakış Bir antropolog olarak, kültürlerin karmaşık dokularına her baktığımda, insanın bilgiyle kurduğu ilişkiyi anlamaya çalışırım. Her kültür, kendi bilgi sistemini, öğrenme biçimlerini ve “bilineni yönlendirme” anlayışını kendine özgü yollarla inşa eder. İşte bu noktada karşımıza çıkan kavramlardan biri güdüm bilimdir. Ancak bu kavram yalnızca teknik ya da akademik bir terim değil; insanın bilgiyle kurduğu yönlendirilmiş etkileşimin, kültürel bir yansımasıdır. Güdüm Bilimin Anlamı: Bilgiyi Yönlendirme Sanatı Güdüm bilim, kelime anlamıyla “yönlendirme bilimi” olarak çevrilebilir. Ancak antropolojik bir perspektiften baktığımızda, bu yönlendirme yalnızca fiziksel bir kontrol değil; aynı zamanda bilgi, davranış ve anlamın toplumsal düzeyde nasıl…
Yorum BırakGözü Değmek Ne Demek? – İktidarın, İdeolojinin ve Görmenin Siyaseti Giriş: Gücün Bakışı Üzerine Bir Siyaset Bilimcinin Düşüncesi Bir siyaset bilimci olarak beni en çok etkileyen şey, gücün daima bir bakışla başlamasıdır. Görmek ve görülmek arasındaki ilişki, toplumların iktidar yapılarını derinlemesine yansıtır. Bu nedenle, “gözü değmek” gibi gündelik bir deyim, aslında sadece bireysel bir inanç ya da batıl düşünce değildir. O, toplumun iktidar, denetim ve görünürlük üzerine kurduğu derin bir metafordur. Peki birine “gözü değmek”, gerçekten sadece nazarla açıklanabilir mi? Yoksa bu ifade, toplumsal düzenin gözle — yani denetimle — kurduğu görünmez bir iktidar ağını mı temsil eder? Gözün Gücü:…
Yorum BırakToplumsal Yapıların Merceğinde: Göz Hastalıkları Doktorunun Gör Dediği Hakikat Bir sosyolog olarak bir hastanenin koridorlarında yürürken, beyaz önlüklü insanların dünyası bana hep toplumsal bir mikrokozmosu anımsatır. Her odada bir hikâye, her bakışta bir anlam vardır. Göz hastalıkları doktorunun muayenehanesi ise bu hikâyelerin en derinlerinden birine ev sahipliği yapar. Çünkü göz, yalnızca biyolojik bir organ değil; toplumsal, kültürel ve duygusal bir göstergedir. İnsanların dünyayı nasıl gördüğü kadar, toplumun onlara nasıl baktığını da yansıtır. Göz Hastalıkları Doktoru Nelere Bakar? Tıbbi açıdan bakıldığında göz hastalıkları doktoru; miyop, hipermetrop, astigmat, katarakt, glokom gibi görme sorunlarına teşhis koyar. Retina ve kornea hastalıklarını, göz kuruluğunu, enfeksiyonları…
Yorum BırakEllerde ve Kollarda Güç Kaybı Neden Olur? Antropolojik Bir Bakışla Bedenin Kültürel Hafızası Bir antropolog olarak her zaman insanların yalnızca ne yaptıklarına değil, neden ve nasıl yaptıklarına da bakarım. Beden, bu soruların en canlı cevabıdır. Ellerimizle üretir, kollarımızla taşır, dokunur, sever, savunuruz. Ancak bazen o eller ve kollar, yavaşça gücünü kaybeder. İşte tam bu noktada sormamız gerekir: Ellerde ve kollarda güç kaybı neden olur? Bu sadece tıbbi bir mesele değil; aynı zamanda kültürel, sembolik ve toplumsal bir meseledir. Çünkü her kültür, bedeni farklı şekillerde “kullanmayı” öğretir ve her kullanım biçimi, farklı bir yorgunluk biçimini beraberinde getirir. Bedenin Antropolojik Haritası: Güç,…
Yorum BırakDoğru Teşhis Ne Demek? Psikolojik Bir Bakışla İnsan Zihnini Anlamak Bir Psikoloğun Merakıyla Başlayan Yolculuk Bir psikolog, insan davranışlarını anlamaya çalışırken aslında bir bilmece çözer. Her danışanın yüzünde farklı bir hikâye, her sessizliğinde farklı bir anlam gizlidir. Peki, bu karmaşık zihinsel dünyada doğru teşhis ne anlama gelir? Bir insanın yaşadığı duygusal dalgalanmaları, düşünce kalıplarını ve davranış örüntülerini anlamlandırmak yalnızca bilgi değil, aynı zamanda derin bir sezgi gerektirir. Doğru teşhis, sadece “etiket koymak” değildir; insanın içsel dünyasını, yaşadığı bağlamı ve anlam arayışını bütünsel bir bakışla kavrayabilmektir. Bilişsel Psikoloji Perspektifinden: Zihinsel Haritalar ve Algı Yanılgıları Bilişsel psikolojiye göre insan, dünyayı kendi zihinsel…
Yorum BırakGereksinme mi, Gereksinim mi? Kültürlerin Derinliklerinde Bir Anlam Arayışı Kültürlerin çeşitliliğine duyduğum derin merak, her zaman insanın ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların toplumsal yapılarla nasıl şekillendiği üzerine düşünmeme neden olmuştur. İnsanlık tarihi boyunca, toplumlar kendilerini var eden ritüeller, semboller ve kimlikler etrafında şekillendi. Bir toplumun dilindeki küçük farklar, toplumsal yapıları, inançları ve kimlikleri yansıtan güçlü işaretlerdir. Bu yazıda, “gereksinme” ve “gereksinim” kelimeleri üzerinden, bu iki terimin antropolojik bir bakış açısıyla kültürel bağlamda nasıl şekillendiğini inceleyeceğim. Belki de dilin bu iki benzer ama bir o kadar farklı kelimesi, toplumsal normların ve bireysel kimliklerin nasıl oluştuğunu anlamamıza yardımcı olabilir. Gereksinme ve Gereksinim: Dilin…
Yorum Bırak